29 Ekim 2015 Perşembe

Cumhurbaşkanının sağlık durumu

Yurtdışındaki sandıkların kapanmasından önce AK Parti başka ülkelerde yaşayan vatandaşların oyları için kendisini zora sokacak yollar izlemeye devam etti. Daha önce Hollanda’da sorun olan Türk vatandaşlarına mektup yollama taktiği Kanada ve Amerika’da (kim bilir başka hangi ülkelerde) yaşandı.

Öncelikle zora sokacak durumunu hemen açıklayalım, mahkeme kararı olmadan Türk seçmenlerin yurtdışındaki adreslerinin bir partiye verilmesi yasal değildir. O parti iktidar partisi olsa dahil ve Türkiye’de şimdilik bir işlem yapılmasa da yurtdışındaki mahkemeler bu durumu hoş karşılamaz.

Mektuba gelirsek, AK Parti iktidarda olduğu zaman içinde Türkiye’nin yaşanan ülkedeki (Kanada mesela) hak ve imkanlara sahip olduğunu söylüyor.

Geçen hafta Kanada’da genel seçimler yapılmadan önce Liberal Parti’nin liderine bir gazeteci oldukça zor bir soru sordu. Partisinin ileri gelen üyelerinden biri partinin enerji çevreleriyle olan ilişkisini eleştirerek istifa etmişti.

Sorunun daha başında Liberal Parti’nin lideri Justin Trudeau’nun yandaşları gazeteciyi yuhalamaya kalkınca genç lider onları susturup, “Bu ülkede biz gazetecilere istedikleri soruları sorma hakkı tanırız. Gazeteciler bize bazen zor sorular sorarlar ve onlardan da beklenen budur, tamam mı?” diyerek bir nevi azarlamıştı.

Şimdi Türkiye’de Cumhurbaşkanı veya Başbakan, hadi ikisini geçelim herhangi bir bakan kendilerine yakın olmayan bir medya grubunun muhabirinin sorusuna cevap verebilir mi?
Mesela dört bakanla, Ankara katliamının yaşanmasında hatası olanlarla, ortaya çıkarılmayan Sayıştay raporlarıyla, yeni Cumhurbaşkanlığı binasının harcamalarıyla ilgili sorular sorulsa kim Kanada’nın yeni başbakanı seçilen Trudeau gibi soruyu dinleyerek cevap vermeye çalışır.

Mektup Amerika’da da dağıtıldığı için Amerika üzerinden de karşılaştırmalı sorular sorabiliriz.

Gecenin bir yarısı canım sıkıldığı için sokakta yürürken polis beni çevirdiği vakit kimliğimi göstermeme hakkım var mı? Amerika’da var.

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın sağlık durumu merak etsem veya kanseri ne aşamada ya da beyninin sağ lobunda gerçekten bir ur var mı gibi aklıma takılan noktaları öğrenmek istesem bunları öğrenebiliyor muyum? Bu bilgileri öğrenme hakkı Amerika’da var.

Hakları geçip de imkanlara gelsek. Eskiden ülkenin her yerine dev bayrak direkleri dikilirdi, şimdi bayrak direkleri yerine camiler var. Tabii caminin olması iyi bir durum ancak Müslüman olmayan vatandaşların, varsayalım Katolik Hıristiyanların ülkenin herhangi bir noktasında ibadetlerini yapmaları için gerekli merkezler var mı? Türkiye’de toplam kaç sinagog var?

23 milyon lirayı, eski haliyle 23 trilyonu kaybeden Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda cevap verebilir mi? Kaybettikleri paralar hakkında cevap veremediklerini biliyoruz ama kendi ihtisas alanları olan bir konuda belki cevap verebilirler.

Amerika’da gelecek yıl başkanlık seçimi olacak. Şimdi ülkedeki partilerden başkanlığa aday adayı olan kişiler önce partilerinin seçilmiş adayı olmak için kıyasıya yarışıyor. Röportajlar, toplantılar dışında rakipleriyle canlı yayında tartışıyorlar.

Partilerin adayları belli olunca bu sefer adaylar iki kere televizyonda, canlı yayında tartışacak. Bir kerede başkan yardımcıları halkın önüne çıkıp sorulara cevap verecek.

Türkiye’de en son canlı yayında siyasi liderlerin karşılıklı tartıştığı program ne zaman yapılmıştı?

Unutmadan bu aday adaylarının hepsinin mali durumları, geçmişlerinde yaptıkları biliniyor ve medya kanalları karanlıkta kalmış olabilecek noktaları da didik didik araştırıyor. Kimsede bu durumdan ne gocunuyor ne de o medya kuruluşlarını taş ve sopalarla basıyor.

Bir de başkan adayı olarak seçilen kişiler seçimlerden önce doktorları tarafından yapılan muayenelerinin sonuçlarını halka açıklayacaklar. Her hangi bir hastalıkları varsa bunun derecesini de belirtecekler. 

Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce adaylar sağlık durumlarını açıklamış mıydı?