7 Mart 2011 Pazartesi

Gazetecilik

Gazetecilik zorlu meslektir. Bir kere çalışma saatleri yoktur. Günün 24 saati, haftanın 7 günü çıkacak bir haberin peşinden koşabilir gazeteci. Üstelik onca emek harcadığı haberini her zaman da yayınlama fırsatı bulamaz.

Bazen yaptığı haberden ötürü acımasızca eleştirilir, bazen de alkış toplar gazeteci. Ancak ne olursa olsun gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır ve bunun için bazen doğru bildiği gerçeklerle de ters düşebilir.

Tabii bu her gazeteci için geçerli değildir. Kimisi adını duyuracağı, doğruluğu kanıtlanamayan haberleri yazmayı da sever. Hatta haberi doğrulatmak için uğraşmaz bile. Tek kaynaktan aldığı bilgiye inanıp onu aynen yayına alır. Üzerine çamur attığı kişinin neler yaşayacağını düşünmez.

Türkiye’de yalan haber yazan, haberi doğrulatamayan ama yine de yayına koyan gazeteciler var. Bunu yapmaktan çekinmiyorlar da zira onları bu durumda cezalandıracak bir kurum yok. Mesleğin kurallarının oturduğu, etiğin içi boş bir kelime değil gerçek anlamıyla kullanıldığı ülkelerde yalan haber yazan gazeteciye bir daha yazı yazdırılmaz.

Ancak burada yalan haber ile yanlış haber arasındaki farkı da bilmek gerekir. İsteyerek, doğruluğundan emin olmadan yazılan haber yalandır. Fakat, eldeki kanıtlara göre yazılan, o kanıtlara göre bir kaç kaynak bulunan haber yanlış çıkabilir. Arada ince ama önemli bir ayrım vardır.

Gazetecilik ego işidir ama yıllarca sürüneceğini, her daim isminle anılacağını ya da kimi zaman bilinen biri olamayacağını kabul ederek yapılması gereken bir ego işidir. Bir haber için her şeyi geride bırakacak kadar sevmek gerekir mesleği. Kimi zaman tüm sevdiklerini karşına alacağını bilerek doğrulardan sapmayacağını bilmek gerekir.

Bir gün bile biri için haberi değiştirirse yıllar sonra onun karşına çıkacağını iyi bilmeli insan. Bir de habere karışmamak gerektiğini. Bu belki de mesleğin en zor koşullarından biridir. Yanında biri yardım isterken orada durup hiçbir şey yapmadan olanları yazmak.

Bu ne her insanın ne de her gazetecinin yapabileceği bir durumdur. İnsan olarak orada yardım etmek bir içgüdü olarak bağırır. Diğer yandan haberin öznesi olmak objektifliği bozar. Hiç kimse öyle bir durumla karşılaşmak istemez ama karşılaşınca gerçekten çok az insan durup olayı izler ve karışmadan haberleştirebilir.

Velhasıl gazetecilik zor meslektir ve toplumun giderek bölündüğü bir dönemde daha da zorlaşıyor. Unutmamak gerekir ki halkın haber alma özgürlüğü kısıtlanamaz. Bir gazeteci sadece yazdıkları yüzünden tutuklanır, hapsedilirse bunun hesabını kimse kolay kolay veremez. Zaten bunu yapanların zamanla nasıl yok oldukları tarih sayfalarında yer almaktadır.

Diğer yandan bir gazeteci mesleği dışında işler yapar, bildiklerini topluma açıklamazsa, o gazetecinin de haberciliği sorgulanır. Sonuçta gazeteci halkı aydınlatmak, bilgi vermekle yükümlüdür. Gazeteci sadece düşünce ve ifade hürriyeti olan kişi değildir, haber verme ve toplumu doğru bilgilendirme yükümlülüğü de olan kişidir. Haber için topladığı bilgilerden yarar sağlayarak bunları yayımlamamak ve bundan çıkar sağlamak, habercilik gücünü bir grubun lehine kullanmak, yanlı haber yapmak da meslek ahlakı açısından doğru değildir.

Gazeteciliğin bir de bilinmeyen yüzü vardır. Ego mesleği olduğu için birbirinin ardından kuyu kazan olur, yükselmek için yanındakileri rahatça harcayan olur, kendisine rakip gördüğü arkadaşını yukarıya şikayet eden olur. Sevmediği, kıskandığı ya da görüşlerini paylaşmadığı meslektaşlarından birinin başına iş gelince sevinen de çoktur. Kınanacaklarını bildiklerinden bu sevinci açıkça da söylemezler ama anlarsınız ki mutludurlar.

Gazetecilik kişinin en kolay harcanabileceği mesleklerden biridir. Bir sabah işe gittiğinde kovulduğunu öğrenebilirsin. Ve bu meslekte kimse kolay kolay arkadaşlarının keyfi kovulmasına sert tepki vermez. Verse de o sayı çok azdır. Toplu bir iş bırakma ya da protesto da olmaz çünkü maddi durumu genelde iyi değildir gazetecinin ve kovulursa iş bulması zordur. Kolay kolay patronun sözünden çıkamaz. Çıkarsa da başına gelecekleri bilir.

Kısacası zor meslektir gazetecilik, keyfi ayrıdır ama cefasını çekmeden sefasını sürmek olmaz. Ve gazetecinin kaynağı çok da olsa dostu azdır. Zira düzgün gazetecilik yapan, gazetecilik etiği ve meslek onuruna sahip çıkan meslektaşlar bulmak her geçen gün zorlaşmaktadır.