27 Mayıs 2010 Perşembe

Anne çok korkuyorum

Anne çok korkuyorum. Geceleyin evimize gelip babamı alacaklar diye korkuyorum. O kötü bir şey yapmadı, sadece ülkede yaşayan insanların daha iyi şartlarda yaşamasını istedi. Benim gibi diğer çocukların da daha iyi yaşamasını istedi. Bazıları hatalı diyorlar, olabilir ama o benim babam. Anne korkuyorum, babamı öldürmesinler...

Anne çok korkuyorum. Askerlerin geceleyin yine evimize gelmesinden korkuyorum. Babamı, Ayşe’nin babası gibi almalarından korkuyorum. Bize yapmadığımız şeyleri söylemelerinden, dağdakilere yardım ediyorsunuz diye bizi birbirimizden ayırmalarından korkuyorum. Anne ben asker olmak isterken nasıl askere karşı olurum!

Anne çok korkuyorum. Bizi askerlere yardım ediyorsunuz diye suçlayayıp dövmesinler. Babamı öldürecekler, evimizi yakacaklar diye çok korkuyorum. Kendi halkınıza ihanet ediyorsunuz demesinler anne, ben herkesi çok seviyorum. Anne korkuyorum beni de dağa götürecekler diye. Ben doktor olmak istiyorum, okuyup, dönüp insanlarıma yardım etmek için...

Anne çok korkuyorum. Babam yarın sabah madenden eve dönemezse diye. Anne sana sarılıp yatmayı seviyorum ama babamın da yanımızda olmasını istiyorum. O kara haliyle gelip beni öpmesini seviyorum. Babamın karanlıklarda kalmasından korkuyorum anne.

Anne çok korkuyorum. Babamın tersanede ölmesinden korkuyorum. O koca gemileri yaparken başına bir kaza gelmesinden ve eve bir daha gelememesinden korkuyorum. Bizim için her şeyi yapıyor biliyorum ama her gün onu son görüşümmüş gibi arkasından bakmak istemiyorum. Babam ölecek diye korkuyorum anne.

Anne çok korkuyorum. Burada geceler soğuk. Bütün çocuklar bir odadayız. Geceleri bize bakması gerekenlerin gelip beni başka odaya götürmesinden korkuyorum anne. Bizi, hepimizi istemediğimiz şeyleri yapmaya zorluyorlar. Anne cennette olmasan beni korurdun biliyorum ama şimdi meleksin. Melekler de insanları korurmuş anne, beni unutup korumamandan korkuyorum.

Anne çok korkuyorum. Bu dağ başında bizi öldürecekler diye. Vatanımı koruyamayacağım, seni bir daha koklayamayacağım, sevdiğimin gözlerine bakamayacağım diye. Anne korkuyorum ve korkumu kimseye söyleyemiyorum. Ölmekten korkuyorum anne, bir daha sizinle gülememekten çünkü ölüler gülmezmiş anne.

Anne çok korkuyorum. Bu dağ başında beni vuracaklar diye. Ben istemedim buralara çıkıp savaşmak ama sen biliyorsun çıkmam gerekiyordu. Anne korkuyorum, bir daha sizin yanınıza dönemeyeceğimi, doya doya köyümün kokusunu içime çekemeyeceğimi, hiçbir şeyden korkmadan, bir kurşuna hedef olma fikrinin aklımdan geçmeden, gönül rahatlığıyla köyde dolaşamamaktan korkuyorum. Anam kınalı kuzunun mezarını ziyaret edemeyeceğinden korkuyorum.

Anne çok korkuyorum. Yanlış bir şey yapmadım ama babam ile ağabeyimin beni öldürmesinden korkuyorum. Anne sen beni anlarsın, ben sizi üzmek istemedim. Sadece sevdiğim ile mutlu olmak istedim. Çok korkuyorum ikimizi de vuracaklar diye. Evet anne, kızın artık hamile. Biliyorum ne kadar evlenmiş olsam da törelere göre ölmem lazım. Anne çocuğumu kucağıma alamamaktan korkuyorum. Senin torununu bağrına basmanı görememekten…

Anne çok korkuyorum. Bu ıssız sokaklarda bir gece ölümü bulacaklar diye. Anne sokaklar çok soğuk. Üşüyorum. Keşke daha cesur olsaydık anne. Babam bana o istemediğim şeyleri yaptırırken karşı durabilseydik. Keşke ben evden kaçıp bu ıssız sokaklara düşmeseydim. Korkuyorum anne, cesedimi sabah bulup gazete kâğıdı ile örtecekler diye.

Anne çok korkuyorum. Beni okuldan alıp hapse atacaklar diye. Anne ben kimseye taş atmadım sen de biliyorsun. Anne Mahmut ve Fatma gibi beni de okuldan alıp o karanlık hücrelere atacaklar diye korkuyorum. Biz ki üçümüz oynardık oyunları. Artık bir ben kaldım. Beni de yakında tutuklayacaklar diye korkuyorum.